Bundan tam bir yil önce 17 agustos 1999 da istanbul cevresinde buyuk bir deprem meydana geldi. Bu deprem ülkemizdeki ilk büyük deprem olmamasina ragmen Istanbul’a yakinligi nedeniyleen cok ses getiren deprem oldu ve ardindan gelebilecek olasi tehlikelerin konusulmasi ileetkisini daha da arttirdi.30 binden fazla kisi öldü ve 100 binlerce kisi evsis kaldi ve yaralandi. Depremden yaklasik olarak bir ay sonra enstitümüze bagli olarak egitim alan 130 dan fazla ögrencimizin grup çalismalari basladi. Bu travma 8 grup icinde egitilen ögrencilerimizide etkilemisti. Bazi grup üyeleri depremin üstünden 1-2 ay gecmesine ragmen yogun deprem korkulari yasiyorlardi ve post-travmatik stres bozuklugu tanisini alabilecek kosullara sahiptiler. Bu özel travma ile calismada bir deneyimimiz olmasada psikodramanin anlamak icin güçlü bir araç olusu bize travmanin olusum sureci hakkinda degerli ip uçlari sagladi ve bir procedure gelistirme sansi verdi.

Bu sunumda size sözünü edecegim grup oturumlarindaki tüm protagonistler tek oturum ile sorunlarindan tamamiyle kurtulmuslardir ve bu calisma prosedürü asagida sözü edilen basamaklardan olusmustur.

   1. Deprem korkusu etraflica anlasilmasi
   2. Absürd korkularin yada korkuladaki absürd parcalarin netlestirilmesi

   3. Absürd korkularin neleri ve hangi duygulari barindirdiginin anlasilmasi

   4. Bu iceriklerin protagonistin hayatindan kimler cagristirdiginin bulunmasi

   5. Psikodramatik olarak bulgularin ele alinmasi

Bu prosedürde bizce en önemli nokta absürd korkularin yada korkulardaki absürd parcanin açiga çikartilmasi olsada travma tedavisinde establishing safety with self and group, catharsis, exploration of early conflict and family experiences and role training son derece önemli sureclerdir.

Ilk oturum örnegi deprem sonrasinda verim düsüklügü yasayan bir sirket için yapilan çalismadan seçilmis bir oturum örnegidir. Grup oturumu yasanan ortak korkularin konusulmasi ile baslamis ve 45 yaslarinda bir evli ve ergenlik dönemi içinde bulunan bir kizi bulunan bir erkek üye deprem korkusundan kurtulmak için protagonist olmak istedigini belirtmistir. Burada konu edilecek olan tüm diger protagonistler gibi bu erkek üye zamaninin büyük bir çogunlugunu kaygi ile geçirmekte, uyku uyuyamamakta, deprem rüyalari görmekte ve gün içinde duygu durumunda degisimler gözlenmekteydi. Dogal olarak ilk yapilan gizliligin konusulmasi ve çalismanin derinlesebilecegine iliskin kontratin yapilmasiydi. Protagonist deprem sonrasinda yasadigi korkulari anlatirken tüm oykülerde ortak olan absürd ögeleri sergilemeye basladi. Protagonist kendi yatak odasi ile kizinin yatak odasi arasindaki arasindaki koridorun çökeceginden ve ona ulasamiyacagindan korkmaktaydi, uzun ipler almisti ve sürekli olarak yüksekten inmek yda bir cukurdan çikmak zorunda kalacagini düsünmekte idi. Bunlar disinda onlarca olasilik olmasina ragmen hiçbirini düsünmüyordu. Bu absürd korkular travmanin kaynagi ile ilgili ilk ip uclarini vermektedir. Protagonist kizi ile arasindaki cöken koridoru, iple kurtulmayi düsündügü cukuru grup üyelerinden seçti ve onlarin rlune girerek tanitti. Bu asama protagonistin bilinçdisi içeriginin anlasilmasi için son derece önemli bir rol oynamaktadir. Protagonist daha sonra yardimci egolari dinleyecek ve neler hissettigine bakacaktir. Eger protagonist hazi ise yönetici bu sembollerin ve onlarin yarattigi duygularin kimleri cagristirdigini soracaktir. Bu sorulara protagonist hiç zorlanmadan yanit bulmustur. Cukura düsme ve iple kurtulmaya çalisma “baba” yi, coken koridor ise kizi ile iliskilerini ve bu konudaki esi ile yaptigi kavgalari çagristirmaktadir. Babasi A vustralya da yasamaktadir ve sürekli genç kizlarla evlenmekte ve 5.evliligini yasamaktadir. Protagonist küçük yasta kendisini ve annesini terk edip giden babasina cok kizmakta ve içinde bulundugu durumdan cok utanmaktadir. Kizi ile iliskileri soguktur ve ona daha yakin olmak istemektedir ama baba olusunun buna izin vermedigini, kizinin annesine daha yakin oldugunu dile getirir. Bu noktadan sonra oturum klasik bir psikodrama oturumunun asamalarini takib ederek sonlanir. Protagonist ertesi gün oyundan sonra kendisini cok yorgun hissettigini ama daha sonra deprem korkusu yasamadigini farkettigini ve güzelbir uyku uyudugunu anlatir.

Benzer absurd korkular bir baska bayan protagoistin deprem korkusu ile calisirken de ortaya çikar. Bu üye deprem korkusunun yanlizca yatak odasina girince basladigini ve yatak odasinin duvarlarinin cokecegini düsledigini dile getirir. Bu düsüncenini sacmliginin farkindadir ama anlam verememektedir.bu sebolü tanitir ve çagrisin getiremediginden sözeder. Bunu üzerine yatak odasi hareket edebilir duvarlari ile birlikte sahnede protagoniste kurdurulur. Zamani gelince yatak odasinin duvrlari hareket edecektir. Depremin baslamasi ile birlikte protgonist bagirarak yogun bir korkuya kapilir ve yataginin basucunda duran yöneticinin yönlendirmeleriyle bir sey hatirlar ve benzer bir korkuyu sevisme sirasinda kocasina eski sevgilisinin ismiyle hitab etmek üzereyken kendisini son anda durdudugunda yasadigini söyler. O an evliligi yikilma tehlikesiyle karsi karsiya kalmistir. Eski erkek arkadasini kocasi bilmektedir ve karisini ona olan ilgisinden rahatsiz olmaktadir. protagonist eski erkek arkadasini birkac kez rüysinda görmüs ve özledigini hissetmis ve rahatsiz olmustur. Daha sonra bunlari unutmus ve bastirdigi tüm bu kaygilar deprem korkusu olarak ortaya çikmistir. Bu çalismanin ardindan protagonistin deprem korkusu bütünüyle ortadan kalmistir.

Deprem korkusu yasayan protagonistlerin bastirdiklari yogun öfke, suçluluk ve utanç duygularinin deprem korkusuna baglanarak sagliksiz bir desarj yolu buldugu ortadadir.

Bir baska psikodrama oturumunda deprem korkusunu çalismak isteyen protagonist deprem yüzünden geçmisini yitireceginden ve belirsizlikten korktugunu ve bir hiç olacagini düsündügünü, kendi sokagindaki binalarin yikildigini hayal ettigini söylemektedir. Gariptirki ölmekten ,sakat kalmaktan , aci çekmekten korkmamaktadir. Absürd sembolleri psikodramada ele alindigi zaman görülür ki belirsizlik ve geçmisi yitirme korkusu babasini ve annesini , yikilan binala ise kendisini çagristirmaktadir. Çalisma sirasinda elestiren ve kontrol eden annne ile reddeden ve cezalandiran baba figürleri ile karsilasilir. Protagonist hayati boyunca kaybetme korkulari ile beslenmistir. Çalismanin ilerleyen asamalarinda protagonist geçmis sahnelere dogru ilerler ve çekirdek çatismalarinin ve bastirdigi duygularin cözümlenmesi ile ugrasir. Ertesi gün protagonist deprem korkusu yerine aile iliskileri ile çalistiklarini hatirladigini ve garip bir sekilde deprem korkusunun geçtigini farkettigini söyler. Protagonist deprem korkusuna baglanarak dissri çikmaya çalisan bilinçdisi çatismalari ile yüzyüze gelmistir.

Son olarak vermek istdigim oturum örneginde protagonist deprem sirasinda yada tehlikeli bir durumun varliginda yada korkuya kapildiginda çantasini toplayip bir köseye oturdugunu ve evden disari çikmak için hiçbir çaba göstermedigini söyler.üstelik göçük altinda kalmaktan çok korkmaktadir. Bu iki sembol incelendigi zaman çantasini toplayip öylece donup kalmasinin anneannesini çagristirdigini ve kücükken cezalandirilacagi zaman karanlik bir merdiven altina kitlendigini ve kipirdamadan oturmasini söylendigini ve orada cok korkup sessizce agladigini hatirlar. Protagonist icin son derece zor anlardir. Göçük altinda kalmayi beklemek ise ona annesini çagristirir. Cocuklugu boynca hep ikinci plana itildigi ve ezildigi duygusunu yasamistir. Bu metaryellerin çalisilmasi ile çalisma sonlandirilmistir. Protagonist bir sonraki ay deprem korkusunun calismasindan sonra kayboldugunu farkettigini dile getirir.

Bu vakalarin her birisinde basarili sonuçlarin alinmasinin sebebi deprem korkusuna baglanmis olan bilinçdisi metarelin su yüzüne çikartilabilmis olmasi ile ilgilidir.

Uzm.Psk.Dns. Deniz ALTINAY
Psikodramatist
Enstitü Başkanı